17 Ocak 2009 Cumartesi

FRANK KAFKA-AFORİZMALAR

Kitabın İncileri



Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de, insanı çelmelemek içindir sanki.
Sayfa: 13






İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet'ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama beki de belli başlı sadece bir günahları var: Sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından ötürü geri dönemiyorlar.
Sayfa: 13






Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Bu noktaya da erişmek gerekir.
Sayfa: 14






Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir: Masanın üstündeki elmayı bir an olasun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de, elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü.
Sayfa: 17






Sonbaharda bir yol gibi: Temiz pak süpürüyorsun, sonra bir yol bir kez daha kurumuş yapraklarla örtülüyor.
Sayfa: 18






Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.
Sayfa: 19






Sen ödevsin. Ama görünürde öğrenci yok.
Sayfa: 20






Olumsuz davranışlarda bulunmak bizden istenir, olumlu davranışlar ise zaten bizimdir.
Sayfa: 20






İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir.
Sayfa: 21






Kötüye taksit taksit ödeme yapılamaz, oysa hep böyle yapılmaya çalışılır. (S.)
Sayfa: 25






Kıyamet Günü'nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdır; aslında o bir tür sıkıyönetim mahkemesidir.
Sayfa: 26






Dünyadaki uyumsuzluk, şükür ki sadece sayısal bir uyumsuzluğua benziyor.
Sayfa: 26






"Sein" sözcüğü Almancada iki anlama gelir: "Var olmak" ve "onun olmak"
Sayfa: 27






İlerlemeye inanmak henüz bir ilerleme olduğuna inanmak anlamına gelmez. Yoksa bu, inanmak için yeterli olmazdı.
Sayfa: 27






Bu dünyada hemcinsini seven kimse, dünyada yalnızca kendisini seven kimseden ne daha çok ne de daha az hata yapmaktadır. Sadece geriye bir soru kalıyor ki, o da insanın hemcinsini sevip sevemeyeceğidir.
Sayfa: 32






Gerçeklerin peşinden paten kaymayı yeni öğrenen acemi biri gibi koşuyor, üstelik bir de yasak yerde egzersiz yapıyor.
Sayfa: 37






Ev halkını koruyan tanrıya inanmaktan daha keyif veren ne olabilir!
Sayfa: 38






Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
Sayfa: 40






İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye götürür.
Sayfa: 41






Günah her zaman açıktan açığa gelir ve anında duyularla kavranabilir. Kökleri üzerinde yürür ve tanınmak için sökülüp çıkarılması gerekmez.
Sayfa: 52






"İnanç yoksunu olduğumuz söylenemez. Sadece yaşıyor olmamız bile, tüketilemeyecek bir inanç değeridir."
"Neresindeymiş bunun inanç değeri? Yaşamamak elde değil ki?"
"İşte inancın insanı çıldırtacak kadar büyük gücü, bu 'elde değil ki' dedir, bu olumsuzlamada açığa vurur kendini."
Sayfa: 59






İnsanların birlikteliği şuna dayanır: İnsan, kendi varlığının gücüyle aslında kendi içlerinde yadsınamaz olan başkalarını yadsıyormuş gibi görünür; bu da o insanlar için tatlı ve rahatlatıcı, ama gerçeklikten ve dolayısıyla süreklilikten hep yoksun.
Sayfa: 76

Hiç yorum yok: